MEŞRAN KALENİN FETHİ

Meşran Kalenin Fethi (Selçuklu Fethi) (1. Bölüm) XI. Yüzyıl… Anadolu’ya Alperen Türk Milletinin akınları başlamış ve Anadolu toprağı belki de tarihinin en heyecanlı dönemini yaşıyor. Ve Anadolu kıymetinin ne olduğunu gösterecek evlatlarıyla tanışıyor. Sultan Alparslan’ın açtığı fetih sancağı elden ele bütün Türk Kumandanlarının elinde Anadolu’yu dolaşıyor. Anadolu Kalelerinin dibinde önce Alperenler Rabbine kavuşuyor. Sonra bir bir Türk Bayrağı çekiliyor. İdiris Dağın gölgesinde yem yeşil bir ovanın üstünde kartal bakışlı bir Kal’a vardır. Meşran diye bilinir. Göklere yükselen, ulaşılması pek güç bir Kal’a. Surları göğü delercesine, burçları sahraları süzercesine bir Kal’a. Öyle kolay yutulur lokma değildir. Amma ovada Malazgirt’ten beri engel tanımayan Alperen Selçuklu ordusu yerleşmiştir. Ordunun başında Danişmentlilerden Çavlı Beyin emirleri vardır. Kal’a kapısına ulaşılacak yol bile yoktur. Dört taraf yalçın kayadır. Harple , muhasarayla alınır Kal’a değildir. Türk Kumandanlar toplanır taktik belirlerler. Çok şehid verilecektir şüphesiz amma fetih mutlak olmalı bölgenin güvenliği sağlanmalıdır. Sabah namazında müezzinler ovayı ezan sesleriyle inletirler. Ezanı, bölgeyi kaplayan meşeler, ardıçlar, çamlar bile huşu ile dinlerler. Halys Irmağına (Kızılırmak) kadar olan bütün ova ekilidir. Sabah namazı kılınır ve ardından Baş Kumandan bir konuşma yapar. Orduyla helalleşir. Bütün bu olayları Kal’a dan izleyen Bizans Komutanı korkuya kapılır ama Kal’a sına da çok güvenmektedir. Sabahın ilk ışıklarıyla Selçuklu elçileri Kal’aya gönderilirler. Uzun boylu, geniş omuzlu, yüzlerinde birçok gazanın yarası olan, pala bıyıklı ve sakallı olan bu heybetli alperen gazileri görenler derin bir saygı duymaktan kendilerini alamazlar. Gaziler gür sesleriyle Sarayı inletirler. Selçuklu Beyinin selamını iletirler. Kal’anın teslimi halinde herkesin can ve mal emniyetinin Selçuklu Beyinin güvencesinde olduğu bildirilir. Ancak Bizans’ın cevabı elçilerin başlarının surlardan atılması şeklinde olur. Onlarca askerin üzerlerine çullandığı üç gazi uzun müddet vuruşur, birçok askeri tepelerler. Meşran Kalenin Fethi (Selçuklu Fethi) (2. Bölüm) Artık yapılacak bir şey kalmamıştır. Orduya hücum emri verilir. Ancak Kal’a kapısına bile ulaşmak çok güç olur. Zira sarp bir tepenin üzerindedir. Kapı haricinde ise surlar hem çok yüksek hemde tutunmak imkansızdır. Bizans askerlerinin yoğun mancınık ve okçu ateşi karşısında Selçuklu ordusu güç anlar yaşar. Ancak bu Garnizon Kal’asının alınması zaruridir. Birçok asker surların dibinde şehadet şerbeti içer ve Selçuklu Sancağı elden ele dolaşır. Orduda Horasan Erenlerinden birçok isimsiz kahraman vardır. Onların iman dolu serhat göğüsleri vardır. Birçok savaş gören Kal’a böylesi bir mücadele görmemiştir. Selçuklu Beyi hiddetlenir: “Bu gal’a nice galadur ki yiğitlük yitmez, diyet uma. bunca garşı dura, bunca gazi gıra, Hüda hakkıçün bu fetih tiz hal ola.” Bu arada Kal’a daki kadınlar ve çocuklar zindana sığınır. Herkes Türklerin Kal’a dakileri kılıçtan geçireceği endişesine kapılmıştır. Tabiki onlar Türkleri tanımamaktadırlar. Öğle üzeri Bizans daha fazla dayanamayıp teslim olur. Selçuklu Beyi Bir konuşma yaparak herkesi rahatlatır. Öğle namazı Kal’anın meydanında kılınır. Bizans Komutanına saygı gösterir ve onu maiyeti ile Konstantiniye’ye gönderir. Kal’aya Türk Bayrağı çekilir. Böylece 1000 yıla yakın Galat, Roma, Bizans elinde olan Kal’acık Kalası 1075 yılında Türklerin eline geçer. Sonra birkaç kez el değiştirse de artık Türk Bayrağı ovaya hakimdir. Evet bizim bu yazımız Kalemizin fethinin hikayeleştirilmiş bir şekli. Fethin gerçekte nasıl olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Ancak yaptığımız fetihlerin genel karakteristiği açısından değerlendirme yaparak bu yazıyı yazmaya çalıştık. Kusurumuz eksiğimiz var ise hak sahipleri bağışlasın. Değerli büyüğümüz merhum Halit Cevri ASLANGİL hocamız ve sayın Halil Hamdi EKİZ Kalecik’in Tarihi adlı eserde de bu konuları çok güzel işlemişler. Ayrıca değerli araştırmacı büyüğümüz sayın Nusret BİBER’de bu konularda araştırmalar yapıp bir kitap hazırladı. Biz onlara teşekkür ederek bu tür çalışmaların daha da detaylanarak sürmesini diliyoruz. Buradan bir çağrı yaparak bu fetih coşkusunu her yıl yaşatalım diyoruz. Biz fethin yılını aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz ancak ay ve gününü bilemiyoruz. Bizim acizane bir telifimiz şudur ki gelin fetih yıl dönümü olarak Atatük’ün ilçemizi ziyaret ettiği 23 Ağustos gününü manen fetih yıl dönümü olarak kabul edelim ve bu yıldan başlayarak heryıl 23 Ağustos’ta fetih kutlamaları yapalım. Mehter takımımızı ve özellikle Seymen Alayımızı kurarak yeni açılan Kale yolundan mehter ve Seymen Zeybeği ile Kaleye çıkarak Al Beyazımızı göndere çekelim. Hatta Kaleye bir fetih otağı kuralım. Ayran ve gözleme ziyafeti verelim. Ve bu mutlu iki günü bir arada coşkuyla yaşatalım. Volkan ÜÇKAYA MEŞRAN KALENİN FETHİ

Yorumlar